Mukaddes, son ve hak din olan
İslam’ın temelinde sevgi ve hoşgörü yatmaktadır. Müslüman olan kişi, diğer
Müslüman bir kişiyi kendi kardeşi gibi sevmeli ve o şekilde yaklaşmalıdır. Çünkü
Kelam-ı Kadim olan Kur’an-ı Kerim’in Hucurât Suresi 10 Ayetinde: “Müminler
sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin.
Allah(C.C.)'a karşı gelmekten sakının ki O(C.C.)'nun merhametine nail olasınız.”
Buyrulmuştur. İslam’ın temelinde barış ve kardeşlik yatmakta olup, düşmanlık ve
kin şeytanın insanları yolundan etmek için kullandığı bir oyundur. Unutmayalım
ki; korktuğumuz şeytanın bir iğneyi bile bir yerden alıp, diğer bir yere koymaya
gücü yetmezken; ona Allah(C.C.) tarafından verilmiş fitne özelliği ile halkları
birbirine düşman edebilir.
Kişi; sevgi ve hoşgörüyle dolu
olup her daim güler yüzlü olmalıdır. Kendisine karşı istenmeden veyahut kasten
yapılacak bir hakaret ve harekete karşı hoşgörülü olmalı, ona mütevazı bir
şekilde içinde kötülük olmadan, tamamen iyilikle karşılık vermelidir. Böyle
yapan bir kişi Allah(C.C.) katında da yüksek bir mertebe sahibi olur.
Müminlerin birbirini sevmesi
öylesine önem taşımaktadır ki; rahmet peygamberi H.Z. Muhammed(S.A.V.) bu konu
hakkında şöyle bir Hadis-i Şerif buyurmuştur: "Canım kudret elinde olan
Allah(C.C.)'a yemin ederim ki sizler İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz.
Birbirinizi sevmedikçe de İman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi
seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!" (Müslim,
îman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî, Et'ime 45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mukaddime 9,
Edeb 11) Böylece Cennet’e girmenin yolunun İman etmekten, İman etmenin yolunun
da birbirini sevmekten geçtiğini açıkça belirtmiş ve şu Hadis-i Şerif’i de
buyurmuştur. “Bir kimse din kardeşini sevdiği zaman kendisini sevdiğini
ona bildirsin." (Ebû Davud, Edeb 112-113) Bir kişiyi sevdiğinizi ona
söyleyin. Çünkü Resulullah(S.A.V.) böyle yapardı. Birbirinizi nasıl seveceğini
de Hadis-i Şerif de “…Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey
söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!” Diyerek belirtmiş ve
selamlaşmanın önemini vurgulamıştır. Selamlaşmak dinimizin en mukaddes
özelliğinden bir tanesidir. Peygamberimiz H.Z. Muhammed(S.A.V.) de selamlaşmaya
büyük önemle yaklaşmış; yolda yürürken gördüklerine selam vermiştir.
Selamlaşırken sarılmamış; karşısındakinin elini iki elinin arasına alarak selam
vermiştir. Resulullah(S.A.V.) sadece kendi yaşıtı ya da büyük olanlara değil,
çocuklara da selam vermiş ve onların başlarını okşamıştır. Selamlaşmak
hakkındaki Hadis-i Şerifler öylesine çoktur ki birkaç örnek vermek gerekirse:
“Müslüman’ın Müslüman
üzerindeki altı haktan biri de selam vermektir” (Müslim)
“Bir yere girerken
oradakilere selam vermek borç olduğu gibi, çıkarken de selam vermek borçtur.”
(Beyheki)
“Bir yere, bir meclise
giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.”
(Tirmizi)
“İnsanların en âcizi dua
etmeyen, en cimrisi de selam vermeyendir.” (Taberani)
Gördüğümüz gibi H.Z.
Muhammed(S.A.V.) selam vermeye çok büyük önem vermiş, selamlaşmayanı cimri
olarak görmüştür.
Nitekim şöyle denilmiştir:
“Allah rızası için bir mümin diğer bir mümini sevdiği zaman, Allah-u Teâlâ(C.C.)
kıyamet gününde o kimselere öyle kürsüler hazırlayacaktır ki, bütün insanların
hesapları bitinceye kadar o kürsülerde oturacaklardır.”
Hz. Ömer(R.A)’den rivayet edilen
bir Hadis-i Şerif’te Hz. Peygamber(S.A.V) şöyle buyurmuştur: “Allah(C.C.)’ın
bazı kulları vardır ki; onlar ne peygamber ne de şehittirler. Fakat peygamberler
ve şehitler onlara verilen makam dolayısıyla gıpta edip imrenirler. Ashab-ı
Kiram: 'Onlar kimlerdir?' diye sordular. H.Z. Peygamber(S.A.V.) şöyle devam
etti: 'Onlar (aralarında) nesep ve akrabalık olmadığı, mal alışverişi olmadığı
halde birbirlerini Allah(C.C.) için sevenlerdir. Onların yüzü nurdur, nur
üzerindedirler. İnsanların korktukları günde onlara korku yoktur. İnsanların
hüzünlendikleri günde onlar mahzun da olmazlar.' ” (Ebu Davud)
Cennet’e girmenin İman etmekten,
İman etmenin sevmekten, sevmenin de selamlaşmaktan geçtiğini belirten
Peygamberimizin yolunda giden ümmeti olarak selamlaşmalı ve selamlaşmayı da
yaymalıyız.
Selamun Aleyküm kardeşlerim…
Engin DİNÇ
05.08.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder