6 Mayıs 2012 Pazar

Engin DİNÇ - Devrim

Bir devrim şarkısının sözlerinde gizli sevdamız,
İhtilal çığlıkları atıyor baskılara rağmen,
Özgürlük diye çınlıyor vicdansız kulaklarda;
Kalplere özgürlük diye...



Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Ben Bu Dünyalık Değilim

Ben bu dünyalık değilim, 
Ne bayat geliyor herkesin zevk aldığı şeyler,
Kuru zevklerin harmanlandığı bu yerler,
Aslında hepsi hiç bir şey iken sevdiğiniz her şey...
Farkındayım da çaresi yok; Ben bu dünyalık değilim.



Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Yunus'a

Yâr aradı yâd illerde,
Dolaştı bed yollarda,
AŞK'ı buldu Taptuk elde,
Hayran kaldı miskin el de...

Vardı Taptuk kapısına,
Etti tık tık kapısına,
Ezelden Yunus idi,
Emre ile diliş etti.

Yâd idik diliştik,
Nice yollar dolaştık,
İlden ile ulaştık,
Aştık Emhamdülalillah...



Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Gül-ü Can


Dil söyledi sevdiğini ey gül-ü can seni almak niyetindeyim
Alıp helaliyle seni sarmak niyetindeyim
Kokuna talip bedenim sana tapmak niyetindeyim
Bir güneş saydım sana bakmak niyetindeyim
Yakarsan yak gözlerimi bende yanmak niyetindeyim.

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Yastık

Uykumu seninle bıraktım,
Uykusuz yatıyorum her gece.
Oysa sen habersiz mutlusundur yatağında,
Şimdi saçlarını okşuyordur yastık.
İnan çok kıskanıyorum onu,
Göğsümün yerini alıyor diye...

Engin DİNÇ
28.02.2012

Engin DİNÇ - Benim Adım Mehmet

Selamun Aleyküm Bayrak,
Benim adım Mehmet!
Sarıkamış da senin için öldüm ben,
Al kollarına sar beni, öyle götür mezara...

Selamun Aleyküm Vatan,
Benim adım Mehmet!
Çanakkale de senin için öldüm ben,
Sen namussun sattırma kendini namussuzlara...

Selamun Aleyküm Evlat,
Benim Adım Mehmet!
Sen yaşa diye öldüm ben, 
Sen Türk oğlusun unutma atanı...

Selamun Aleyküm Hilal,
Benim Adım Mehmet!
Senin için kayboldum ben,
Sen yıldızını bul diye...

Senin için verdim bu canı ben,
Sen var ol diye,
Senin için öldüm,
Sen hep gül diye!

Senin için vurdular beni,
Kör kurşunu tattım göğsümün ortasında,
Senin için aktı kanım yere,
Renginden Bayrak yap diye!

Engin DİNÇ
23.01.2011

Engin DİNÇ - KCK'nın İslama hakaretleri


Her gün sesimizi yükseltmekten korkmadığımız, ülkemizin bilinen en büyük bölücü grubu, ülkemiz topraklarında emelleri olan uluslararası sömürge güçlerinin maşalığını, köpekliğini yapan PKK ve şehir içi yapılanması olan KCK bu yazımın konusu…
KCK’nın basın yayın kuruluşlarından bir tanesinde üç kişinin adice rol aldığı bir video çekilmiş. Videoda İslam dini hakkında adice söylemlerde bulunuluyor, değerleriyle dalga geçiliyor. “Benim dinim yok, peygamberim yok, Allah’ım yok…” diyerek konuşmaya giriliyor, cennet ile dalga geçiliyor. Cennet Huri’leri sapıklık, sapkınlık olarak anlatılıyor, namazla alay ediliyor.
Artık sadece milli benliğe ve toplumsal huzura değil, ruhani huzura da zarar vermek amacındalar. Zerdüşlük dedikleri bir dinin inancındalar. Bana kimsenin dini inancını sorgulamak düşmez. Ama bende Elhamdürillah Müsliman’ım ve kendi dinimi savunmam gerekiyor.
Sevgili Teröristler: İslam dini yani sizin alay ettiğiniz, sapıklık olarak gördüğünüz o din öylesine güzel bir dindir ki; Müslüman birisi olarak size küfür ya da beddua etmiyorum. Diyorum ki; “Alemlerin yaratıcısı Allah (C.C.) sizlere tövbe etmeyi nasip etsin ve vatanına milletine hizmet eden güzel evlatlar nasip etsin.”  Siz para karşılığı onurunuzu satarak Türkiye Cumhuriyeti üzerinde emelleri olanlara hizmet ediyorsunuz, siz sözde Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olduğunu iddia ederek aslında o topraklardaki yer altı kaynaklarını (petrol, doğalgaz) ele geçirmek isteyen devletlere hizmet ediyorsunuz, siz Kürt vatandaşlarımızın temsilcisiyiz diyerek Kürt köylerini basarak bebeklere dahi silah çekiyorsunuz. Ve yetmiyormuş gibi siz Kürt vatandaşlarımızın dinine hakaret ediyorsunuz. Bu da apaçık gösteriyor ki siz aslında Kürt vatandaşları temsil etmiyorsunuz. Ayrıca, Kürt milleti bir teröristi kendisine temsilci seçecek kadar şerefsiz bir millet değildir.
İşte söz ettiğim videolar:

Engin DİNÇ - Gözler Gibi


Gözler gibi olsa keşke gönüller,
Gözler kadar saf olabilse,
Rengarenk olsa ruhumuz gözler gibi,
Deli gibi haykırsak aşkımızı,
Yada aşık olabilsek deli gibi,
Seviyorum lan var mı ötesi diyebilsek,
Keşke sadece yanağını okşasak,
Dudağından değil ellerinden öpebilsek,
Kıble bilip yüzümüzü dönebilsek,
Secde etsek sevginin ayakları dibinde,
Sevsek keşke,
Gurursuz, kibirsizce sevebilsek...
Ve hiç keşke demesek..
.
Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - İnsan Ne Etmeli


Sevdim seni be gülüm!
Ama sen istemedin...
Yetmez miydi yüreğimin saflığı
Niye istemedin?

Param pulum yok doğrudur,
Şanım namım yok doğrudur,
Anam babam yok o da doğrudur,
Yüreğim var yetmedi mi?

Yakışıklı değilsem suç benim mi
İlla şişkin mi olmalıydı cüzdan,
Yada gerekli miydi binlerce hayran,
Şöhret, nam, şan...

Hak etmeli insan; altın yürekleri
Hak bilmeli insan ;Allah'ın hikmetini
Sevmeli insan; masumca sevmeli,
Yanmalı insan; bir Allah'a yanmalı...
 
Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Aşk'la

Durmaz döner dünya,
Durmaz sever insan,
Durmaz yağar nisan,
Damla damla yüreğime... 

Susmaz söyler dil,
Sen sevdiğimi bil,
Sensiz anım yıl,
Hasret yağar yüreğime...

Usmaz bu gönül,
Yanar yar diyerek,
Durmaz bu yağmur,
Yağar yar diyerek...

Yar diyerek sar beni,
Sar bedene yar beni,
Yak aşk'la sen beni,
Aşk bildim ben seni...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Damla

Bir damlayım...
Yağmur bulutlarından sana düşmeyi bekleyen,
Yanağından süzülüp; yüreğinde buharlaşmak isteyen...
Bir damla.

Bir korum; yüreğinde yanan...
Ben senim ruhunda can bulan,
sen bensin, bedenimde, kalbimde, her yerimdesin...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Dalgalı Hayatlar

İstanbul da Boğaziçi'ndeyim,
Boğazında tam içinde...

Boğazın içinde bir vapurda,
Martılar yarış ediyor vapurla,
Anlatsam anlaşılır mı?
Tüm duygularım iki satırla...

Oturmuş da denizi izliyorum,
Ve! biraz daha anlıyorum ki,
Biz otursak da hayat akıp gitmekte!
Ve ne ahmaklar benim gibi bu gidişi seyir etmekte...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Mavi Bakan Gözler

Biz maviyi hep denizlerde bilirdik,
Meğer ne hayallerin renginde gizliymiş...
Biz mutluluğu hep aşkta aradık,
Meğer renklerde ne aşklar gizliymiş...

Ne ellere uzandı ellerimiz;
Tutunamadık...
Ne kollar için açtık kollarımızı;
Sarılamadık...

Biz hep ormanlarda bilirdik yeşili,
Meğer ne gözlerde gizliymiş;
Ağlamaktan,
Yosun tutmuş gözlerde...

Biz aşkı hep sözlerde aradık,
Yalan dolu sözlerde;
Meğer aşk gözlerde gizliymiş;
Mavi bakan gözlerde...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Soykırım Varsa Oykırımı Yok


Soykırım’ı kabul etmeseler onlar için oykırım olacaktı…
Fransa meclisinden 22.12.2011 tarihinde geçen yasa ile artık “Ermeni soykırımı yoktur” diyenlere ceza verilecek. Bodur Sarkozy: ERMENİ SOYKIRIMI YOKTUR, AMA CEZAYİR SOYKIRMI VARDIR.
Sözlerime son derece sert başlamayı bende istemezdim. Hiçbir canlının gönlünü kırmamak, kırdığımdan özür dilemek hayat tarzım olmuştur. Gelin görün ki ben de her insan gibi bir milliyetçiyim!
Kabul edilen bu yasa ne için kabul edildi, kime hizmet için edildi, bunun altındaki asıl amaç nedir? Bu sorulara büyük cevaplar istiyor bu millet… Öyle geçiştirmeyin adam olun da adam gibi cevap verin!
Suriye, haklına zulme başladı; Türkiye hopp dur dedi. Aman ya! rabbim ne oluyor derken bir baktık Rusya, Suriye’ye yardım için savaş gemilerini gönderdi. Karadeniz’e savaş gemilerini indirdi. Ermenistan’ın Türkiye sınırına asker konuşlandırıldı . İran bile ben bunların yanındayım dedi. Hemen ardından Fransa meclisinden bu yasayı geçiriverdi. Bundan önce İsrail için ABD başkanı Obama şu sözleri söyledi: “Hiçbir müttefik İsrail’den önemli değildir.” Oysa İsrail bizim Mavi Marmara isimli gemimizi vurmuştu ve aramızda soğuk rüzgarlar esiyordu. Müttefikimiz ABD bizi değil son eyaleti İsrail’i savundu…
Hadi, dürüstçe kendinizi bir yargılayın hata kimde? Bizde mi yoksa onlarda mı? Kim olduğun önemli değil yargıla bir arkadaş. Bana doğruları söyleme benden sakla ama bir defa gece yatarken yorganı kafana çek ve gerçekleri itiraf et… Sayın başbakanım sorgula: Davos da van minits (One Minute’s) dediniz tamam, tamam da bu gün nerede o minitleriniz? Yargıla kendini millet: Bir Türk dünyaya bedeldi hani nasıl İsrail vurabildi Mavi Marmara’yı? Ne oldu 9 Türk öldü gıkın çıkmadı! Konuşamadı kimse çünkü biz atalarımızı çok dinleriz onlar demiş ya: Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye o yüzden canın bedenindeyse asker şehit olmuş sana ne, Mavi Marmara da bir genç şehit olmuş sana ne değil mi? Yılan sana dokunmadı terdin yok tasan yok lafa gelince sen dünyaya bedelsin!
Gelelim gerçek soykırımlara…
1830-1962 yılları arasında Cezayir, Fransız mandası altındaydı. Yıllarca sömürülen Cezayir de tam 1.500.000 insan katledildi. 8 Mayıs 1945 de bağımsızlık vaadi verilen Cezayirliler Setif şehrinde bağımsızlık kutlamaları yaparken Fransızlar tarafından ağır makinalı tüfeklerle tarandı. Fransa bunun hesabını versin…
Fransa’nın Soykırım gerçeği
Fransa’nın 1945 de yaptığı soykırım kendi generallerince de itiraf edilmiş ve kabul edilmiştir.
Cezayirli üst düzey yönetici ve Mayıs 1945 Vakfı Başkanı; Muhammed El Korso:“Fransızlar ve uluslararası kamuoyu bilmelidir ki Fransa Mayıs 1945’de gerçek bir soykırım işlemiştir.”
Cezayir devlet başkanı; Abdülaziz Bouteflika“Cezayir sömürgecilik ve bağımsızlık savaşı dönemlerinde işlenen tüm bu suçların Fransa tarafından kabul edilmesini beklemeyi hiçbir zaman bırakmamıştır.”
İşkence tekniği uzmanı Emekli Tuğgeneral Paul Aussaresses SDEDE’ye bağlı istihbarat subayı olarak 1955 de Cezayir’e tayin edilmiş. NFL’yi bastırmak için Tuğgeneral Jacques Massu bağlı 10. Hava indirme tugayına bağlı özel timi komuta etmiş ve bu görev sırasında 1509 kişiyi yargısız infaz ettiklerini itiraf etmiştir.
Apaçık ortadadır ki Fransa, Cezayir de büyük bir soykırım yapmıştır. Şimdi olması gereken, TBMM de bu duruma bir misilleme yapmalı ve “Cezayir soykırımı yoktur diyen cezalandırılır” diye bir yasayı meclisten geçirerek kabul etmelidir.
Dağda canlı yakaladığı PKK’lıyı korkutmayan bir milletin askeri masum’a silah sıkmaz!
Çanakkale de yaralı düşman askerini taşıyan bir milletin askeri masum’a silah sıkmaz!
Gelibolu de birisi düşman birisi Türk askeri yaralı yere yığılmışken, cebinden gazlı bez çıkartarak düşman askerine uzatıp  “ben ölüyorum sar yaranı da sen yaşa” diyen bir milletin askeri masum’a silah sıkmaz.
Atalarımızın dinine, milletine, vatanına bağlı olduğu yaptığından bellidir. Vahşetlerin yaşandığı savaşlarda bile insan’a verdiği değerler yaptıklarından bellidir. Arşivlerini açıp da yaptıkları soykırımları göstermeye korkan bir milleti öldürecek kadar, soykırım yapıp yok etmek isteyecek kadar alçalmaz benim ırkım…
ERMENİ SOY KIRIMI YOKTUR, CEZAYİR SOYKIRIMI VARDIR…
Cezam neyse kessinler…
Engin DİNÇ
23.12.2011

Engin DİNÇ - Kimsesiz Güzel


Hiç kimse örmemiş saçlarını,
Taramamış, okşamamış...
Hiç olmamış annesi;
Hiç görmemiş, hiç tanımamış...

Yemyeşil gözleri,
Ne kadar hoş sözleri,
Minicik yumuşak elleri,
Sevilmemiş belli...

Bir yetiştirme yurdunda büyümüş,
Bakıcı ablaları annesi bilmiş,
Ziyarete gelenler yalandan sevmiş,
Kimsesizler yurdunda gördüğüm güzeli...

İnsanlar!
Hep şikayetçi halinden,
Yok der düşmez dilinden,
Harama gider dönmez yolundan,
Şükret ey ahali bak gördüğüm güzele...
Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Sen Sevdiğim İkinci Kadın


Hava da hüzün kokusu,
Gözlerimde yağmur bulutu,
İçimde garip duygular...
Galiba bu ayrılık korkusu.

Varoluştan sıkılmış bedenim,
Yok oluşu özlemekte.

Sen sevdiğim ikinci kadın,
Yüreğime altın harflerle yazılı adın,
Azrail, ruhumu bedenimden ayırdın;
Bir o kadını ayıramadın.
Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Bana Bırak

Zeytini sen ye çekirdeği bana bırak,
Ekmeği sen ye kırıntıları bana bırak.
Mutluluk senin olsun;
Hüznü bana bırak.

Bana bırak;
Sevdaların en çekilmez acısını.
Gülücükler senin olsun;
Gözyaşını bana bırak.

Hatırlar mısın çocukluğumuzu?
Rengarenk kıyafetlerin vardı,
Oyuncakların vardı,
Arkadaşların vardı.
Hepsi senin olsun;
Yalnızlığı bana bırak.

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Yüreğimde Gideceksin

Yıllar geçe geçe,
Yollar gide gide bitecektir elbet.
Ama ne kadar yıl geçsem de,
Ne Kadar yol gitsem de,
Yüreğimde seni götüreceğim gideceğim yerlere...

Sen ağlamayı unuttuğun gün,
En uzun yola çıkıp
Senide yüreğimde götüreceğim,
Gittiğim o dönüşü olmayan yere...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Yüreğim Seninle

Hadi dokunsana yüreğime ellerinde,
Arayıp bulsana kendini.
Arama gülüm arama bulamazsın,
çünkü...Yüreğim seninle...

Gözlerinde boğulacak kadar cesur,
Sensiz ölecek kadar aşık,
Ölmüş karıncaya ağlayacak kadar sevecen,
Yeni doğmuş bebek kadar masum,
Sensizlikte dünyayı yakacak kadar deli...

O yüreği avucuna koydum...
Haydi! Vursana yerlere,
Ezsene ayaklar altında,
Parçalasana, öldür haydi!

Ama unutma o yürek seninle...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Yolcu

Artık senin mi yolcu, 
Senin mi bu dağ, bu deniz, 
Senin mi Bağdat, Beyrut senin mi, 
Senin mi soğuk sulu çeşmeler...

Artık senin mi yolcu, 
Hala yerinde mi o yerler.
Yerinde mi Dersaadet, 
Mısır yerinde mi...

Sordum ey çelebi, 
Özlemiş o yollar seni.
Yeşil açmaz olmuş, 
Sen gittin gideli...

Seni sordu su içtiğin çeşmeler, 
Selam etti o gezdiğin beldeler, 
Üzülme Mekke, Medine, Kudüs, 
O bıraktığın yerdeler.

Gezdin vatanı baştan sona ey evliya, 
Bu ki kimileri için ne büyük bir rüya.
Sen ki bu seyahati döktün nameye, 
Seyahatname ki kültürümüze en büyük sermaye...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Yaşam Kaynağı

Derin dalgaların arasında,
yüzen bir balık misali yüreğim.
Boğulmak istiyor varlığında,
Fakat yaşam kaynağı mavi.

Sessiz ve ıssız bir gecede,
Binlerin arasında yanlız kalmışım.
Herkes keyfim yerinde sanıyor,
Fakat yaşam kaynağım sevgi.

Bir sen varsın hayatımda;
En büyük aşkım, biricik sevgilim...
Prensesler kıskanırdı sevgimi,
Senden çok güzeller sanki.

Güzellik nedir? ne değildir?
Güzellik yürekte değilse,
Asıl bu insanlık değildir.
Yalan mı? Söylesene Haydi !

Herkes sanacak bu şiirim sevgilime,
Senden büyük sevgilim mi var ki ANNE?

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Namusumuz Can Veriyor


Son derece sinirliyim! Çapı hacmi kadar olmayan insanların maaşını bir emeklinin maaşından, bir bebeğin biberonundan, bir annenin mutfağından vermekten dolayı kendime sinirliyim. Takım elbiseli, kravatlı meclis teröristlerine maaş ödemekten dolayı kendime sinirliyim…
Her gün onlarca şehit veriyoruz, onlarca kardeşimizi toprak altına veriyoruz. Onlarca ananın-babanın ciğerine acılar düşüyor. Ama biz; Fenerbahçe şike yapmış mı, Galatasaray şike yapmış mı peşindeyiz. Fenerbahçe de batsın, Galatasaray da be aptal bedenim; görmüyor mu o kör gözlerin vatanın batıyor, ırkın batıyor, kültürün bitiyor…
Verilen şehitleri bir gün anıp ikinci gün unutur hale gelmişiz, yozlaşmış, yok olmaya mahkum olmuş bir toplumuz artık. Şehitlerimiz ardından başbakanımız demiş ki : “Terörle arasına mesafe koymayanlar bedelini ödeyecek. Bundan sonra konuşulmaz, uygulanır.” Sayın başbakan uygula artık efendim uygula! Ölenler benim kardeşim, ölenler senin kardeşin, ölenler bu vatanın oğlu, o ölenler var ya bu vatanın namusu, senin karının-kızının namusu gibi, benim kardeşimin-anamın namusu gibi onlar da bu vatanın namusu…
Namusumuz can veriyor…
Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Tinerci Olmak


Birçoğunuzun en büyük şikâyeti tinerci çocuklar...
Sokaklarda yaşayıp insanları gasp edip, köprü altlarında tiner ve bali çekenler.
Fakat kimse sordu mu acaba neden bu çocuklar böyle?
Sizce onlar da istemezler miydi sizler gibi anne-baba sahibi olmayı?
Sıcacık evlerinde kaloriferli, kombili, doğal gazlı dairelerde oturup;
sırtını doğalgaz peteğine yaslayıp da televizyon izlemeyi?
İsterlerdi elbet ama hiç sordunuz mu ki neden sizin sahip olduklarınıza onlar sahip değiller?
Sormadınız soramadınız değil mi?
Türkiye'nin adını çok duyduğu İstanbul'un en ücra semtlerinden, belanın, kavganın bol olduğu semtlerden birinde büyüdüm ben...
Gazi mahallesi. Her türlü insanın olduğu bir mahalle burası... Aslında çok güzel, sıcacık bir mahalle... İnsanlarının kardeş olabildiği çok az yerlerden bir tanesi.
İyisi de var, kötüsü de. Komünisti de var, ülkücüsü de. Alevi'si de var, sunii'si de. Ama hepsi aynı sokaklarda yürürler, aynı okulda okur çocukları.
Bu mahallede gördüm birçoğunu; zenginini, fakirini, ünlüsünü, ünsüzünü, namlısını, namsızını...
Herkes gibi tinerci çocuklarında yuvası burası... Sokak aralarında, köprü altlarında, Alibeyköy Barajı’nda yaşayan çocuklar onlar...
Tiner, Bali çekerler arada cigara sararlar... Herkesin korktuğu, iğrenerek baktığı o yurdumuzun delikanlıları...
Hiç sordunuz mu bir tinerciye sen neden tiner çekiyorsun be çocuk diye? Hiç dediniz mi annen baban nerelerde diye? Sakın! Sormayın cevaplarlar...
Ben sordum biliyor musunuz ve keşke sormaz olsaydım...
Oturdum yanlarında içki içtim, onlarla beraber cigara sardım. Kimisi koluna soktuğu baliyi çekmekten sızmış, kimisi oturmuş dilinde bir türkü söylenir.
Kimisi sebepsizce güler, kimisi de çok konuşur dilinde hep küfür vardır. Kimedir o küfürler biliyor musunuz?
Size! Herkese! Evlerinde sıcacık soba başında oturup da akıllarına bile getirmediğiniz için ederler o küfrü...
Sıcacık yemeği yerken hiç sıcak yemek yemeyen o çocukları hatırlamazsınız ya işte ondandır size küfrü...
Haklı mı haksız mı karar sizin tabi... 
Sordum; neden sokaklardasın sen elin ayağın sağlam gidip çalışsana!
Ne dedi dersiniz! -Senin baban var galiba...
Evet, var dedim.
-İşte benim yok
Peki ne oldu? Diye sordum.
-şerefsizin biriydi annemi pazarlardı pezevenk...
Keşke sormaz olaydım...
Sordum yine; anladım sokaklardasın da peki nerden alıştın tiner çekmeye, bali çekmeye?
-senin bir evin var herhalde?
Bende; evet var ama ne alaka ki şimdi? Diye sordum.
-Evde soba yanar ama sokaktaysan o soba içinde yanmalı ki donarak ölmeyesin keyfimden içmiyorum bunu ısınmam lazım...
Keşke sormaz olaydım...
Yine sordum sırf sizin için sordum; Peki nerden buluyorsun bunu alacak parayı?
-Dileniyorum, kimi zamanda çalıyorum.
İyi de karnını nasıl doyuruyorsun?
-Oğlum senin evde beğenmediğin; bayatlamış, küflenmiş dediğin o ekmekleri biz çöpten alıp yiyoruz...
Akşamları pazarlar toplandıktan sonra gidip yere dökülenleri topluyoruz...
Keşke sormaz olsaydım?
Bir dilenci kolunu, bacağını sarıp sarmalayıp "ALLAH Razısı için" dediği zaman para verirsiniz. Bir tinerci gelir de yanınıza;
"Bir ekmek parası" dediği zaman asıl ona verin parayı. Emin olun tiner alacak... Parayı verin de polisimize, askerimize bildirin alsınlar onu.
Devlet sahip çıksın. O Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN dediği kişi! O Türk gençliği, o Türk istikbalinin evladı...
Devlet üzerine düşen vazifeyi yerine getirmezse, sivil toplum kuruluşları sahip çıkmazsa, sende bir gün olsun bu çocuğu aklına getirmezsen.
PKK'sı gelir, Hizbullah'ı gelir bu çocuklara sahip çıkar onlarda sahip çıkan için seve seve ölürler...
Hadi bir kış günü sokakta sabahlayın. Yemek yememeden, su içmeden, üzerinizde bir kazakla sabahlayın.
Gidip çöpten ekmek bulup, pazarlardan arta kalanları toplayarak doyurun karnınızı...
Sonra bir tünerci çocuk görünce yine iğrenerek bakın, bakalım bakabilecek misiniz?
Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Kalp Kardeşim Olur Musun?


Dünya ne kadar da değişiyor değil mi?
 İnsanların sımsıkı birbirine sarıldığı, paylaştığı, yardımlaştığı o sevecen dünya gitmiş de yerine; savaşın, kavganın, çıkarın olduğu bir dünya gelmiş.
Birçok kişinin anlamını bile bilmediği, birçok kişinin de adını dahi unuttuğu bir değerin sahibiyiz biz; KALP KARDEŞLİĞİ...
Aynı anadan doğma, aynı babadan olma değil, kan bağıyla değil, can bağıyla olan kardeşliktir bu.
O hastayken senin canın yanar, o aç kaldığında boğazından bir lokma geçmez, o yanınızda değilken hasretinden oturup ağladığın bir kardeşlik bağıdır bu... Ne yazık ki birçoğunuzun unuttuğu ve birçoğunuzun dahi adını bilmediği bir kardeşliktir...
Kalp kardeşim olur musun?
Uzaklardan sarılır mısın bana, ben hastayken seninde ağrır mı başın, canın sıkıldığı zaman sesimi duymak ister misin, dertlerini, sorunlarını paylaşır mısın benimle, kardeşini kaybetmemek için karşına alır mısın herkesi…
Söyle kalp kardeşim olur musun?

Engin DİNÇ - Aşk Nefsi Müdafaadır


Aşk Nefis-i Müdafaadır…
Âşık olduğunuz kişiyi kendi nefsiniz gibi seversiniz. Kendi nefsinizi korurcasına onu korursunuz. Yabancı birisi gelip de sevdiğinize bakarsa; kendi namusunuza göz dikilmiş hissedersiniz.
Onu öylesine içten bir duyguyla seversiniz ki kendiniz bile ona zarar vermekten korkarsınız. Kılına bir zarar gelmemesi için elinizden gelen her şeyi; hatta bütün delice davranışları, çılgınlıkları yaparsınız.
Aşk, öylesine kuralsız bir duygudur ki yeri geldiğinde ahlak kurallarını bile hiçe sayabilir. Âşık olduğunuz kişiyi mutlu olması için kendi ellerinizle başka bir insanla evlendirebilirsiniz.
Aşk, sevgiliye dokunamadan sarılmak, yaklaşamadan öpmektir.
Aşk, onu koynuna alıp sabahlara kadar sımsıkı sarılıp yatmaktır hayalinde…
Aşk, bir şarkı çalıp dinlerken de bir taraftan onu düşünmek bir taraftan da gözyaşlarına hâkim olmaya çalışmaktır.
Aşk, ona sevdiğini çığlıklar atarak haykırmak isteyip de yanına geldiğinde konuşamamaktır.
Aşk, onu deliler gibi arzulayıp da hiç ona ulaşmayı istememektir.
Aşk, sevgilinin adını duyduğunda anlamsızca tebessüm etmektir.
Aşk, sevgilinin gözlerine bakınca kendini bakmaktan alamamaktır.
Ona sımsıkı sarılmak istersiniz, dokunmak, koklamak istersiniz. Herkesten kıskanırsınız; arkadaşından, annesinden, kardeşinden ve hatta bazen onu kendisinden bile kıskanırsınız. O üzülmesin diye de ona çok güvendiğinizi ve kimseden kıskanacak bir şeyin olmadığını söylersiniz. Oysaki yüreğinizden kan damlar o başka biriyle bir kelime konuşsa… Kimse yaklaşmasın, kimse bakmasın, kimse konuşmasın, kimse dokunmasın istersiniz. Çünkü o sizin Nefsi Müdafaanızdır…
Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Yalnızlık Avuçlarımda

Yalnızlık avuçlarımda!
Dokunuyorum,
Hissediyorum,
Bir su gibi akıyor,
Bense kana kana içiyorum...

Yalnızlık avuçlarımda!
Gözlerimden akıyor,
Bir damlasını bile kaybetmeden, avuçlarımda topluyorum...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Üzülüyorum Sana

Bir yağmur damlası gibiyim bu gün.
Bir yağmur damlasının camdan süzülmesi gibi,
Sessiz ve iz bırakıcı...

Bazen sensizlik geliyor aklıma,
Yüreğime bir sızı giriyor.
Sonra hayal kuruyorum;
Bir bakıyorum ki yanımdasın...

Bu sefer de senin bensiz olduğunu düşünüyorum,
Sana üzülüyorum...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Söylesene Anne

Nasıl unuturum?
Birlikte aç uyuduğum geceleri,
Nasıl unuturum?
Küçük gece kondu evimizi.
Nasıl gider gözümün önünden ağlayışın?
Nasıl nasıl !?
Söylesene ANNE !
Elli sekiz yıldır hayatla inatlaşan kadın,
Nasıl öderim hakkını?
Söylesene ANNE !

Herkes seviyorum dedi de!
Kimse senin gibi sevdi mi ANNE?
Herkes yüzüme güldü de !
Bir damla mutluluk verdi mi ANNE?

Düşündün mü hiç sen olmasan bu çocuk yaşar mıydı?
Yaşar mıydı ANNE...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Söyle

Nasıl Yaşamışım Hayatı,
Nasıl Gülebilmiş, Nasıl Ağlamışım,
Nasıl Sevebilmişim Söylesene,
Nasıl Sen Yokken...

Neden Bu Kadar Geç Tanıdım Ki Sanki Seni,
Nerelerdeydin Karanlık Günlerimde,
Neden Aydınlatmadın gecemi Neden,
Neden Söyle...

Nasıl Nefes Aldım ki Ben,
Her Nefesimde Seni Solumadan, 
Nasıl Yaşadım, Nasıl Söyle...

Hadi Söylesene Nerelerdeydin,
Hangi Diyarlarda,
Durma Söyle...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Sevgi ve Heyecan

Bir deniz kıyısındayım
Martılar; çaktırmadan gülümsüyor,
Gemiler sirenlerini çalıyorlar.
Peki kimin için bu mutluluk,
Bu şevk, bu heyecan...

Sonradan anladım; hepsi yalan,
Aslında, martılar; yemek istiyor,
Vapurlar; çekil yolumdan diyor.
Yani yok içlerinde bir tek sevgi,
Tek bir şevk, bir tek heyecan...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Sev Gülüm

İnsan ruhu anlıktır, değişir!
Aynı gökyüzünün halleri gibi.
Bir an apaydınlıktır kalbi, bir an kapkara...
Bilinmez, çözülmez, anlaşılmaz.

Bugün hava çok keyifli,
Rüzgar ıslık çalıyor yine,
Ama nedense birden değişiverdi!
Gözyaşlarını saldı üstüme şarıl şarıl...
Daha az önce mutluydu ıslık çalıyordu!
Şimdi neden ağlıyor acaba?
Daha dün sıcacıktı!
Bugün ise buz gibi,
Üşütüyor insanı...

Herkes hava gibidir!
Bir anlıktır halleri,
Her halim vardır benimde...
Bir an gülerim, bir an ağlar,
Bir an güldürürüm, bir an ağlatır...

Sen beni her halimle sev gülüm
Aldırma soğuk hallerime,
Aldırma yıldırımlarıma,
kızarım belki ama anlıktır...

Sen beni her halimle sev gülüm
Sakın kırılmasın kalbin...
Eksilmesin o kalpteki yerim...
Bir anlık kızsam da sana...
Her an seviyorum seni bunu unutma...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Sessizliğin Sesi

Bak dinle sessizliğin sesini,
Uzat uzaklardan pamuksu ellerini,
Duydur yine avucunun kokusunu,
Bak, gör, duy, anla artık;
Söyleyemediklerimi,
anlatamadıklarımı,
gösteremediklerimi,
anlatmak istediklerimi...

Bir beyaz güvercin ol kurtul;
normlardan, kanunlardan, kurallardan, kafeslerden
Uç uç ve avuçlarıma gel.
Yaşayalım özgürce sevgiyi,
önce sevelim sevgiyi ve sonra sevgiliyi...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Seni Özlemek

Denizde susuz olmak gibi,
Çölde kumsuz olmak gibi,
Güneşsizlik gibi, Aysızlık gibi,
Aç kalmak, susuz kalmak, nefessiz kalmak gibi,
Seni Özlemek...

Fakat yanında olmak,
Elini tutmak,
sarılıp öpmek,
Bir hayal gibi, rüya gibi, masal gibi, hayat gibi...

Öylesine büyük ki sevgin içimde;
Tarif etmeye ne dağlar yetiyor, ne denizler.
Öylesine sızlıyor ki kalbim hasretinden;
Acısı ne ölüme benziyor, ne zulme...

Fakat öylesine güzel,
Öylesine sıcak,
Öylesine tarifsiz ki seni sevmek;
Dünyalara değiyor...

Engin DİNÇ

Engin DİNÇ - Sen Bensin Aslında

Karanlık gecemi aydınlatan bir güneşsin sen,
Kalbime acılar veren bir ateşsin sen,
Benden içeri bir ben,
İçtiğim su,
Soluduğum hava,
Bazen bir çiçeğe topraksın...

Tam ne olduğunu bile tarif edemediğim,
anlatamadığım,
yorumlayamadığım,
doyamadığımsın...

Belki de sen bensin aslında
Benim açığa vuramadıklarımsın...

Engin DİNÇ