İnsan ve kul olmanın en güzel
özelliğidir inanmak. İnsan inanmaya ihtiyaç duyar. Herkes kendince inançlar
sahibidir. Kimi; Müslüman, Hıristiyan veya Musevi’dir. Tanrı’nın varlık ve birliğine
inanırken kimi de; Budist, Maniheist, Totemist… İnanmak; aslında insanın nefsanî
duygularını zincire vurmasını sağlayan en güzel özelliktir.
Mukaddes ve son din olan İslam’da
da inanç ve ibadet büyük önem taşımaktadır. İbadetin en büyüğü de kulluğunun
farkında olup Allah(C.C.)’tan istemektir, yani dua etmektir.
Dua etmek, Allah(C.C.)’tan
ihtiyaç duyulanları istemek ve sonunda o isteklere karşılık bulmaktır. Duaya
karşılık öncelikle sabrın bir eseridir. Kalben edilen her duaya karşılık verilir.
Muhakkak ki Allah(C.C.) Muğnî (Zenginleştiren)’dir. Allah(C.C.) bizleri Ona
karşı dua ve ibadet etmemiz için var etmiştir. Kelam-ı Kadim olan Kur’an-ı
Kerim’in A’raf Suresi 55. Ayette “Rabbinize için için yalvararak, başka
nazarlardan uzak, gizlice dua edin. Gerçekten O(C.C.), haddi aşanları hiç
sevmez.” Demiştir. Allah(C.C.) yine Kur’an-ı Kerim’in A’raf Suresi
180.Ayetinde “En güzel isimler Allah(C.C.)'ındır, o halde bu isimlerle O(C.C.)'na
dua edin. O(C.C.)'nun isimleri konusunda haktan sapanları terk edin. Onlar
işlediklerinin cezasını çekeceklerdir.” Diyerek kendisine duada
bulunmayanların, sapkınlık yapıp başka şeylerden medet umanların cezasını
çekeceğini bildirmiştir.
Dua hususunda H.Z.
Muhammed(S.A.V.) bir Hadis-i Şerif de şöyle buyurmuştur. “İnsanların en âcizi dua etmeyen,
en cimrisi de selam vermeyendir.” (Taberani)
Dua etmek, elleri açarak Rab’e
yalvarıcı olmak bir nevi onu övmektir. O(C.C.)’nun kudret sahibi ve çok
bağışlayıcı olduğunu O(C.C.)’na söylemektir. O(C.C.) övülmeyi çok sever,
övülmek ve övünmek ona hastır. Hiçbir kul kibir duygusuyla bulunduğu konum ve
işi gereği, güzelliği sebebiyle, zenginliği sebebiyle övünemez, kibirlenemez.
Bunları yapma hakkına sahip olan tek Allah(C.C.)’tır. Dua etmek şükretmektir.
Fakirlikte, zenginlikte şükür gerekir. Çünkü insanı fakirlikte güçlendiren,
zenginlikle sınav eden de Allah(C.C.)’tır. Allah(C.C.) kim olursa olsun
kendisine dua edilmesini, yalvarılmasını ister. Kişi zenginliğine güvenip de
Allah(C.C.)’tan yüz çevirirse Allah(C.C.) da ondan yüz çevirir. Bu konu
hakkında Resulullah(S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Kendisine iltica ile bir ricada
bulunan kimsenin ricasını kesip atanın duâ ve ricasını da Allah(C.C.) kesip
atar.” Resulullah(S.A.V.) her fırsatta dua ederdi. Öyle ki bir yağmur
yağıp gök gürlese “Aman ya rabbim kıyamet
mi kopacak.” Der ve gider namaz kılar, dua ederdi. O(S.A.V.)’nun ümmeti
olan bizlerde tıpkı O(S.A.V.)’nun yaptığı gibi her fırsatta Allah(C.C.)’a dua
edip, affı mağfiret dilemeliyiz.
Herkes günah işlemiştir ve
işleyecektir. Çünkü Allah(C.C.) bizleri sınamak için bize nefis ve o nefsi
vermiş ve o nefsi azdırmak içinde Şeytan’ı yaratmıştır. Şeytan fitneleriyle
nefsimizi azdırır ve bizi günaha sürüklemeye çalışır. Her daim günahkâr bir kul
olduğumuzu bilmeli ve tövbe etmeliyiz. Çünkü Allah(C.C.) bizleri günah işlediği
zaman tövbe edip Allah(C.C.)’ı analım diye yaratmıştır. H.Z. Muhammed(S.A.V.)
Hadis-i Şerif de şöyle buyurmuştur: "Nefsim kudret elinde olan Zat'a yemin
ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah(C.C.) sizi toptan helak eder;
günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret
ederdi." [Müslim, Tevbe 9, (2748).] Allah(C.C.) tövbe eden
kullarını çok sever ve çok sevinir. Bir Hadis-i Şerif de Peygamberimiz(S.A.V.)
şöyle buyurmuştur: "Çölde devesini kaybedip sonra bulan kimsenin sevinmesinden çok,
Allahü teâlâ, kulunun tevbe etmesine sevinir."[Buhari]
Duacı ve tövbekâr olmak dileğiyle...
08.08.2012
Engin DİNÇ