Bir gün Galata Kulesi’ne çıkarken
merdivenlerde sıra bekliyorum. Ezan saatiydi, ezan okunmaya başladığında önümde
duran bir Rus baba yanında duran 10-11 yaşlarındaki oğluna doğru dönmüş hem
gülerek, hem de arabesk bir şarkı dinler gibi ezan ile dalga geçiyordu. Yüzüne
ters ters baktığımda hem ona o şekilde baktığım için kendime, hem de ona
üzüldüm. Çünkü: Maide Suresi 58. Ayette
diyor ki: “Siz ezan okuyarak namaza dâvet edince, bunu alay ve eğlence konusu
yaparlar. Onların böyle yapmalarının sebebi, akıllarını kullanmayıp bu
güzelliği anlamamalarıdır.” İşte
o Rus turist de aklını kullanmayanlardandı…
Ben onun bu haline üzülmüş,
aklımdan keşke ona İslam dininin güzelliklerini anlatabilsem, dilini bilsem, o
küçük çocuğu güzel ve hoşgörülü bir çocuk olarak kendime dost, yoldaş edebilsem
diye geçirirken Maide Suresi 57. Ayet geldi aklıma: “Ey iman edenler! Ne dininizi
alay ve eğlence konusu yapan sizden önce kendilerine kitap verilenleri, ne de
diğer kâfirleri dost ve üzerinize yönetici edinmeyin. Mümin iseniz, Allah(C.C.)'ın
bu buyruklarına karşı gelmekten sakının!”
Rabb’im Allah(C.C.)’a karşı
gelmekten yine Rabb’im Allah(C.C.) sığınırım…
Biliyorum ki Allah(C.C.) çok
nasipkârdır. Eğer O(C.C.) isteseydi o Rus’a da İman nasip ederdi. İstemedi
çünkü yarattığı âlemde farklılıklar görmek istedi, rengârenk bir âlem yaratıp o
âlemdeki her farklı şeyin kendisini anmasını sağladı. O Rus da kendi inancı
gereği elbet Rabb’ini anıyor ve ibadetini yapıyordur. Lakin onun tek yanlışı
ise onun dininden sonra onun dinini tasdik edici olarak gönderilen Kur’an-ı
Kerim ve H.Z. Muhammed(S.A.V.)’i kabul ve itaat etmemiş olmasıdır. Maide Suresi
59. Ayette: “De ki: "Ey Ehl-i kitap! Sizin bizden hoşlanmayışınızın tek sebebi
galiba şudur: Biz Allah(C.C.)'a iman ettiğimiz gibi, hem kendimize indirilen
kitaba, hem de daha önce indirilen ilâhî kitaplara iman etmekteyiz. Sizin ise
ekseriniz yoldan çıkmış fâsıksınız.”” Diyerek Ehl-i kitap diye
seslenilenler işte o Rus gibi daha önceki peygamberlere ve kitaplara inanıp da
Kur’an-ı Kerim’e inanmayan ve İman etmeyenlerdir.
O Rus için yapılacak pek de bir
şey yoktur aslında; tek yapabileceğim onun için duadır. Rabb’imiz Mü’min Suresi
60. Ayette buyurmuştur ki: “Rabbiniz buyurdu ki: "Bana dua edin ki
size karşılık vereyim. Zira Bana ibadet, yani dua etmeyi kibirlerine
yediremeyenler, zelil ve rezil olarak cehenneme gireceklerdir.”” İşte sırf bu sebepten kibirlerine
yediremeyenler için gerçek bir müminin yapması gereken onu hor görmek, dışlamak
değil onun için Rabb’ine yakarıcı olmaktır. Bizler de o Rus’un yaptığı gibi
onunla ve onun inancıyla dalga geçemeyiz, alay konusu yapamayız çünkü
Allah(C.C.) Hucurât Suresi 11. Ayette şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Sizden hiçbir
topluluk bir başka toplulukla alay etmesin. Ne mâlum? Belki alay edilenler
edenlerden daha hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki
de alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. Birbirinizi, daha doğrusu
kendilerinizi karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın. İman ettikten
sonra insanın adının kötüye çıkması, fâsık damgası yemesi ne fena bir şeydir!
Kim tövbe etmezse işte onlar tam zalim kimselerdir.”
“Muhakkak ki Allah(C.C.) çok nasipkârdır, her fani onun nasip denizinde
yüzmeden paklanamaz.”
13.10.2012
Engin DİNÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder