Aciziz…
Rabbin yarattıkları içerisinde
hem en acizi hem de en isyankârı bizleriz, biz insanlar… “Yıldızlar ve bitkiler hep
secdededirler.”(Rahmân Suresi 6. Ayet) Yaratılanların her biri
vazifesini tam olarak yerine getiriyorken biz insanoğlu Allah(C.C.)’a karşı
gelmekten hiç de korkmuyoruz. Oysa Rabb’imiz Kur’an-ı Kerim de bize şöyle
buyuruyor: “Sizler ne yerde, ne gökte Allah(C.C.)'ın hâkimiyetinin dışına kaçarak
kurtulamazsınız. Sizi Allah(C.C.)'tan başka ne koruyan, ne de size yardım eden
bulunur.” (Ankebût Suresi 22. Ayet) Allah-u Teâlâ’nın ayetleriyle
bizleri uyarmasına rağmen biz onun azabından korkmuyoruz, çünkü o bizim her
hatamızı görüp bilmesine rağmen bizlere karşı çok merhametli davranıyor ve
bizler için tövbe kapısını daima açık tutuyor. Ceza vermekten sakınıp, tövbe
etmemiz için bizim hakaretlerimize, küfürlerimize karşı sabırla yaklaşıyor.
Oysa Allah(C.C.) öylesine güçlü
ve büyüktür ki onun gücünün ve büyüklüğü bizim aklımızın almayacağı kadar,
hayallerimize sığmayacak kadardır. Onu tüm sınırlardan ve çerçevelerden tenzih
ederim…
Kıyamet alameti olarak
bildirilenler günümüzde teker teker gerçekleşmektedir. Buna rağmen Rabb’in
varlığını kabul etmeyenler, Darwin teorilerine inanıp da Hâkk’a hakaret
edenlerin sayısını gördükçe Rabb’in merhametinin ne de geniş olduğunu, ne engin
olduğunu görüyorum, gördükçe de bir kez daha âşık oluyorum O(C.C)’na…
Kelam-ı Kadim olan Kur’an-ı
Kerim’in ayetlerini reddederek, Allah(C.C.)’ın varlığını inkâr edenler. İşte
onlar büyük cezaları hak edeceklerdir. Çünkü Allah(C.C.) Kur’an-ı Kerim’in
Sebe’ Suresi 5. Ayette buyuruyor ki: “Âyetlerimize karşı koymak için çalışanlara,
hükmümüzden kurtulacaklarını sananlara, iğrenç ve gayet acı bir azap vardır.”
Kâfirlerin oyunlarına gelmeyen,
kalpleriyle Allah(C.C.)’ın varlığını tasdik edenler için ise; “Kendilerine
ilim nasib edilenler, sana indirilen kitabın, Rabbin tarafından gelen gerçeğin
ta kendisi olduğunu ve o mutlak kudret sahibi, bütün güzel övgülere lâyık olan
Allah(C.C.)'ın yolunu gösterdiğini bilirler.” (Sebe’ Suresi 6. Ayet) buyrulmuştur.
İşte o kişiler ki onlar Allah(C.C.)’ın dostlarıdır. Onlar için hiçbir azap,
hiçbir bela yoktur. O kimseler; az yer, az içer, az uyur çokça secde ederler.
Rabb’lerinin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu tefekkür eder; her hayaline
geleni yakıştıramaz hayallerinden bile daha güçlü daha kudretli olduğunu
bilerek tövbe ederler. O kişiler ki onlar sıddıktır. Her zaman ve her yerde
Allah(C.C.)’ın onları gördüğünü bilir ve öyle yaşarlar. Allah(C.C.)’ın gazabını
da merhametini de bilirler. Merhametine sığınır, gazabından korkarlar. Bizler
de ellerimizi her açtığımızda Rabb’imizden o Allah(C.C.) dostlarından olmak
için dua etmeliyiz. Çünkü her şeyin nasipçisi Allah(C.C.)’tır.
Tefekkür(düşünmek) tüm sırların
anahtarıdır, bilinmeyen her gerçeğin yol göstericisidir. Bolca tefekkür etmek
gerekir. Rabb’imiz Mü’min Suresi 58. Ayette buyuruyor ki: “Görmeyenle gören bir olmaz. İman
edip makbul ve güzel işler yapanlarla hep kötülük yapanlar da bir olmaz. Ne de
az düşünüyorsunuz!” Ayet!-i kelime de buyuruyor ki: “Ne de az düşünüyorsunuz!” İşte
Rabb’imiz Allah(C.C.) insanoğlunun ne kadar vefasız olduğunu, ne kadar az
düşündüğünü yakınarak belirtiyor. Düşünün ki; Allah(C.C.) âlemleri yaratmış,
dünyalar oluşturmuş, havayı, suyu, toprağı yaratmıştır. Hepsini rengârenk ve
çeşit çeşit yaratmıştır ki farklılıklar Hakk’ın mukaddes nizamının bir
göstergesidir. Allah(C.C.) Kelam-ı Kadim’inde buyuruyor ki: “O'nun
varlığının ve kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması,
lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve
anlayan kimseler için ibretler vardır” (Rûm Suresi 22. Ayet)
Hala Darwin teorileri peşinde
koşanlar… Sizler inanıp da İman etmeyerek kazanan değil, kaybeden oluyorsunuz.
Sizlere can veren Rabb’inizin sizin inanmanıza ihtiyacı olmamasına rağmen
sizler için yiyecek, giyerek ve yakacak veriyor. Oysa düşünün ki su olmasa ne
kadar yaşayabilirsin. Tüm âlemin pozitif bilimler ile aydınlatılacağını
düşünmeniz ne de yanlış. Gözle görülebilen hakkında fikir sahibi olabilirsin
lakin hiç düşünmez misin ki gözle görünmeyen güçler de vardır. Düşün ki icatlar
geliştirdiğiniz aklınızda görünmemektedir. Bu güzel, bu büyük nizamı sunan da
yine Rabb’imizdir. Bedenimizdeki her hücremiz vazifesini tam olarak yerine
getirmektedir. Parmağımız kesildiği zaman siz hiçbir şey yapmasak da
iyileşebiliyor. Bu Hakk’ın mukaddes nizamındandır. Oysa Allah(C.C.) tek bir
hücrenin yönetimini bize bıraksa; tüm besinlerinden, ihtiyaçlarına kadar bizim
karşılamamızı istese ne kadar yapabilirdik?
Hakk’ın karşısında ne de aciziz
oysa biz ne kadar da az düşünüyoruz!
20.10.2012
Engin DİNÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder